4 Şubat 2013 Pazartesi

Film önerisi mi istemiştiniz?

Herkese Merhaba!

Umarım günleriniz keyifli geçiyordur, eğer çok keyifsizim be Çağla'cım diyorsanız da koşun buraya bu listeyi kaçırmayın. İzlediğim ve etkisinden kurtulamadığım, veyahut çok ağladığım, veyahut çok pis gaza geldim hepinizi vurucam çekilin dediğim filmler işte bunlar.

The Notebook. Bakın bu film insanı hem rezil eder hem vezir. Bu film hem mutlu eder, hem salya sümük ağlatır sizi. Rachel Mcadams ve Ryan Gosling'in başrollerini paylaştığı, zengin kız fakir çocuk aşkından çok daha ötesini anlatan bu güzelliği izlemediyseniz çok şey kaybettiniz.



Avatar. Yoruma gerek yok aslında sinemadan çıktığımda hayatımda gördüğüm en güzel film bu en güzel en güzeli diye bağırdığımı hatırlıyorum. Mümkünse eğer 3 boyutlu izleyin. Filmdeki her şeye aşık olacaksınız. Özellikle de doğaya karşı yapılan eleştiriye. Bu film çok farklı bir boyut. Hayal gücünüzün derinlikleri ve daha fazlası gibi. İnsana insanı, doğayı, her şeyi sevdirmeyi başaran bir film.



The Lord Of the Rings. Bu seriyi 9898898.. kere izlemişimdir. İzlemeyen yoktur herhalde? Zaten her zaman söylerim! İnsanları ikiye ayırıyorum, Yüzüklerin Efendisi izleyenler ve izlemeyenler. İzlemediyseniz ciddi anlamda büyük bir kayıp yaşadınız demektir. Her şeyi geçtim Legonas için izlenir bu film canım!




Dead Poets Society. Lise 2 yada lise 3'tü izlediğimde hatırlamıyorum. Edebiyat hocamın önerisiyle izlemiştim. Bende çok derin izler bırakan bir film. Katı kuralların kol gezdiği bir okulda öğrencilerine özgürlüğü aşılayan tek bir öğretmen vardır, O da Robin Williams. İzlemek için bir sebebiniz daha oldu değil
mi?




Amelie. Amelie = mutluluk, mutluluk = Amelie demek. Bu filmi izledikten sonra pembe gözlüklerimizi takıyoruz. Kendimizi iyilik yapmaya adıyoruz ve bir hafta boyunca relax geziyoruz. Audrey Tautou'nun başrolde oynadığı filmin müziklerini Yann Tiersen yapmış. E daha ne olsun??




The Shawshank Redemption. Veee.. gelelim Esaretin Bedeli'ne. Bal gibi kaymak gibi bir film bu. Tadından yenmez. Imdb top 250 de ilk sırada olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Andy'nin Shawshank hapishanesine gittikten sonra geçirdiği zamanı anlatan eşsiz bir film. Gerçek hayatı gözler önüne serdiği bir gerçek. Çok ince ayrıntılar ve dağlar kadar mesajlar var filmde. Eğer filmi izlerseniz sonunda apışıp kalmak nasıl olurmuş anlayacaksınız.




İnception. Leonardo Dicaprio olurda o film harika olmazmı? İnception bir harika dostum!



Fight Club. Yakında bir sürü repliğini paylaşacağım Bradd Pitt, Edward Norton, Helena Bonham Carter'in başrollerini paylaştığı Chuch Palahniuk'un yazdığı devasa film. İzlemeyen yoktur geçiniz.



Leon. İzlemeden ölmeyin bunu. Natelie Portman burda daha minnacık, ve ayyaş babasının borçları yüzünden kötü adamlar tüm ailesini öldürüyor. Üvey annesi ve üvey ablası umrumda bile değil aslında. Ama minik kardeşi, işte o umrunda. Kiralık bir katil olan Leon'a şunu söylüyor Natelie "ben katil olmak istiyorum." Sting'in Shape of My Heart'ı da bu filmin soundtrack'idir. Buda cabası.




Sweet November. Dilimize Kasım'da aşk başkadır diye çevrilen, Kasım ayını bize sevdiren bu filmde Charlize Theron ve Keanu Reeves başrolleri paylaşıyor. Her ay farklı erkeklerle olan, beraber olduğu erkekleri değiştiren Sara, Kasım ayı erkeğine aşık olur. Ve ortaya Enya - Only Time parçası eşliğinde mis gibi bir film çıkar.



Uykumun gelmesi ve yazma isteğimin önüne geçememekten ötürü bu liste şimdilik bu kadar. Siz bunları bitirin bende daha çok oha! bu nasıl filmdi öyle! li filmler var. Yorumlarınızı bekliyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder