6 Şubat 2013 Çarşamba

Eternal Sunshine of the Spotless Mind

Merhaba sevgili okurlar, sevgililer, sevgilisizler, mutsuzlar, mutlular, memnuniyetsizler. Her ne iseniz.. Merhaba.




Çok ama çok özel bir filmi konu alıyorum bu akşam, neden bu filmi anlatıyorum olayına gelirsek eğer, tamamen kişisel, yada saçma sapan duygular birikimi. 
Bu filmi izlediğimde ciddi anlamda depresyondaydım, gerçi şuan da pek farklı mı? sanmıyorum. O zamanlar küçük olduğum zamanlar tabi, depresyon benim için ağlamak, ağlamak ve ağlamak, yataktan dışarı çıkmamak, kulağında kulaklık saatlerce neden sorusunu sormak, bak bu şarkı güzelmiş iyice ağlatır deyip kendime işkence etmekti. Şimdi ise durumlar biraz farklı. Ağlayamazsın çünkü sabah kalkıp okula/işe gitmek zorundasın. Ruh gibi dolaşamazsın çünkü sorumlulukların vardır. Kafan hep meşguldür yani. Her neyse.
Filmin oyuncuları ayrı ayrı aşık olduğum iki insan. Jim Carrey ve Kate Winslet. Filme baştan +1 bu isimlerden gelmekte. Diğer +1 ise filmin konusunu okuduktan sonra bende işte istediğim şey bu! duygusuydu. 
Filmde Clementine ve Joel birbirinden ayrılan iki çift. Ve Clementine zihninden Joel ile ilgili olan tüm anılarını sildiriyor. Sanki Joel hayatında hiç olmamış gibi. Hey ne harika değil mi dostum! Hayır, değil.. Evet filmi bu kafada izlemiştim ben de. Diğer +1 ise Kate'in Clementine karakteri için saçlarını rengarenk boyaması, Joel'in ona mandalinam demesi, filmin çekildiği yerler, beraber paylaştıkları şeylerin benim hayalimdeki şeyler olması. Ben anlatmaya devam edeyim o zaman. 
Clementine sildiriyor tüm anılarını, mutlu mesut hayatına devam ediyor. Joel bir gün Clementine ile karşılaşıyor, çılgına dönüyor sonrasında. Nasıl sanki beni hiç tanımıyormuş gibi yapar? diye delirirken, arkadaşı bir zarf tutuşturuyor Joel'in eline. Joel tüm olayı anlıyor, anlaması ile yıkılması da bir oluyor tabi.
Joel ne yapıyor peki? Gidiyor aynı kliniğe, Clementine ile olan tüm anılarını sildirmek istiyor. Olacak iş mi ne yaptın Joel şimdi? diyemiyorsun.. Clementine yapmış bir kere.
İşte film Joel'in anılarının silme işlemindeki süreci anlatıyor, Joel'in zihninde Clementine'in yerini, ona olan sevgisini. Joel'in anılarını silmek için her şey tamamlanıyor, son süreç olarak onu uyutup zihnindeki anıları silmek kalıyor. Ama Joel nasıl aşıksa Clementine'e zihni o anıları silmek istemiyor. Joel'in zihni ile kavgası, Clementine'yi zihninde alıp oradan oraya sürüklemesini anlatıyor film. Hem Joel'in zihnini anlatırken hem de gerçek dünyada ne olup bittiğini anlatıyor bize. Clementine'nin yaşadığı eksiklik, depresyon, ve kendisine ne olduğunu bilmeme hisleri, ve daha bir çok şey. Sonunda Joel'in anılarını silme işlemi gerçekleşiyor. Ve Clementine'yi zihninden siliyor. O asla olmamış gibi. Sonra da uyanıp hayatına devam ediyor. Tıpkı Clementine'nin yaptığı gibi. Fakat şunu asla unutmamız gerekir ki; Birini aklınızdan silebilirsiniz, ama onu kalbinizden atmak başka bir hikayedir. Hikaye tabii ki burada bitmiyor. Her zamanki gibi sonunda ne olduğunu anlatmayacağım. Hiç kıl olmayın şimdi prensip meselesi. Oturup o kadar yazmışım bir de sonunu istiyorsunuz. Olacak iş değil. Bir aç izle canım! Film Imdb'de 8.4 almasına rağmen, ben daha fazlasını hak ettiğini düşünüyorum. 
En sevdiğim replikler ise şunlar olmuştu.

Clementine: Pek konuşmayan bir tipsin, değil mi?
Joel: Sadece.. Pek ilginç bir hayatım yok. İşe giderim, eve dönerim.. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Günlüğümü okumalısın. Bomboş denebilir..



Joel: Şu anda ölebilirim Clem.
Çok mutluyum.
Daha önce hiç böyle hissetmedim. Şuanda tam olmak istediğim yerdeyim.





Clementine: Gerçekten mi? Bu seni üzüyor mu? Ya da kaygılanıyor musun? Ben hep hayatımı tam olarak yaşayamadığım düşünüp kaygılanırım. Her imkanı değerlendirmek hiç bir anı boşa harcamamak isterim. Sen gerçekten çok tatlısın. Tanrım, böyle demeyi kesmeliyim! Seninle evleneceğim. Bundan eminim.



Hepinize kocaman öpücükler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder